Perşembe, Haziran 07, 2007

Post Mortem

Ölüm; basit olgu aslında düşününce... Bununla ilgili daha önce bir kaç defa yazdım... Ama merak ediyorum öldükten sonra ne olur acaba diye? Belki hepimiz o hikayedeki yaşlı cüce Flint gibi en sevdiğimiz ağacın altında oturup dostlarımızı bekleriz, belki Raistlin gibi sonsuza dek uyuruz... Bana kalsa ben Flint gibi beklerken elimin altında şarap şişem kulağımda kulaklıklarım oturup müzik dinlerim... Kaç yıl sürdüğünün pek de önemi yok... Hem duyduğuma göre orda zaman hızlı geçermiş... Zaten tanışmaya can atacağım bir sürü insan olacağından da eminim...

Sonra yine birlikte çıkarız yola yol arakdaşlarımla... Yine birlikte adımlarımızı atarız... Zaten onları yanıma bağlayan yeminlerinden dolayı yanıma gelmeleri pek de uzun sürmez... Belki çok istediğim sepetli motorum da olur bu sefer... Biner ve patırdayan motorun gürültüsünde yine gün batımına yol alırız... Yolda Sem Amca ve Edward'ı görürüz belki... Onlar da yolcu ya zaten? Onlar da yine yollarda 17 yaşında İzmir delikanlıları... Nasıl derdi Mazhar şarkıda? "Biraz deniz, biraz uyku... Bütün istediğim buydu..." Buluruz kendimize yine bir kumsal ve yine uzanırız kumlara yıldızlara bakarken yine gökleri izleriz ve yarın şarabı nerden alacağız diye düşünürüz... Eğer bazılarının anlattığı gibi cennet insanın en güzel anının tekrar tekrar yaşamasıysa bu cennet olur... Şayet bizi haklı sebeplerden cennete almazlarsa da cehennemi deneriz bu sefer... Ne fark eder ki?

Post Mortem benim için bunu ifade ediyor düşününce galiba... Bilmiyorum hiç biri olmayabilir de... Ha, ilk gidince Tanrı'ya iki çift lafım var sormak istediğim o ayrı...

Bir de acaba giderken öldüğüm gibi mi gideceğim? Post Mortem de vücudun katılaştığını var sayıyorum, bir de belki istediğimiz gibi ölemeyiz? Yüzümün katı olmasını ve ifadesini kaybetmesini istemem, ve eminim çok bozulurum, badi de bozulur tabi ki... Ne de olsa Marilyn Monroe ile falan tanışacağız...

Eğer ölüm hayatta yaşayamadığım tek maceraysa ölüm insanın yaşayabildiği en büyük macera olmalı... Çünkü yaşayabilmek için tek şansın var bunu... Ne güzel ironi? Ölümü yaşamak... Ama bence bu çok doğru, kelimelerin önemi yok... Bu son bir maceraysa bırakalım da post mortem en şanlı maceramız, en büyük yolculuğumuz olsun vakti gelince...

3 yorum:

Dou dedi ki...

Olum, Marilyn'i sana bırakırlar mı orda beee.... :p
Tadını çıkarmalı be bu yolculuğun! Burası birinci yolumuzsa, orası ikiyse, sonra belki üç ve dört....
Sayın Cenk, seviorum sizi :p
Yanlış anlaşılmayalım da..

Ace dedi ki...

Abi niye bırakmasınlar ki? Ben bi gideyim Best Model of Mortem e bile katılıcam orda:) Kesinlikle tadını çıkarmalı... O ağacın altında bulun beni zamanı gelince...
Ben de sizi seeviyorum pek sevgili Doukan bey:)

Gökçe Kuntay dedi ki...

Varlığını bilmeden cennet ve cehennem hakkında yorum yapabilmek çok güzel. Kimse seni bu konuda hayal kurduğun içinde yargılamıyor buda güzel:) "o zmn ben bi gidip geleyim ya, görelim neyin nesiymiş" diyememekte aslında çok güzel. güzel işte hepsi:)
sonunu tahmin edebilidiğim şeylerden pek fazla zevk almam. tek bir şey dışında hayat. düşününce onunda sonunu bilmediğimiz için bana zevk veriyor olabilir.
bu kavramları sorgulamayı ve mantıklı cevaplar bulmayı seviyorum:)
eğer yarışmaya katırlısan banada haber ver best model bayan olabilirim:P haltetmiş kate ve türevleri:)