Çarşamba, Nisan 25, 2012

Yalancı Yalancı

"Birlikte olamayız" dedi kadın.
"Neden?" diye sordum.
"Çünkü sen gideceksin ve ben kalacağım, geride kalmak beni çok üzüyor" dedi.
Yalan söylemek konusunda tam bir amatördü ama ne değişirdi ki? Bu bana söylenen ilk yalan değildi, çok da doğal olarak.
"Biliyorum ve bu beni çok üzüyor" dedim.
Bense yalan söylemek konusunda tam bir profesyoneldim, en azından o an için.

Cumartesi, Nisan 21, 2012

Small Talk

-Ne yani? Yoksa yorulur mu oldun artık?
-Yorulan vücudum değil, inan bana.
-Ben de vücudunu kast etmemiştim zaten.
-Bak hayatım, yapıyor olduğumuz şeyi yapıyor olmak için bu konuşmayı yapıyor olmamıza gerek yok, biliyorsun değil mi?

Salı, Nisan 17, 2012

I Got You Babe

Melbourne, Şangay, Okinawa,Yeni Delhi, Bangkok, Mexico City, Buenos Aires, Antananarivo, Beyrut, Moskova, Kişinev, San Fransisco, Londra, Dublin, Belfast, Edinburgh, Portsmouth, Berlin, Paris... Saymak istesem daha bir sürü sayabilirim sanırım.

Sonuç olarak göçebe olmak son zamanlarda yaşananlardan daha kötü olamaz değil mi? Şu konuşmayı hatırlıyorum da;

-Sence ne yapmalıyım Cenk? Durmalı ve tekrar denemeli miyim? Yoksa kaçmalı mıyım?
-Yanlış adama soruyorsun.
-Ne için?
-Uzun süredir hayatımın yarısı bir şeylerden kaçmakla ve öteki yarısı da bir sonraki kaçışımı planlamakla geçiyor.
-Doğru diyorsun.

Bazen sadece gitmek istersiniz, durmak bugüne dek bir boka yaramamış olduğu için. Bazen insanın yenildiğini kabul etmesi gerekir. Gerçekten bunun için özür dilerim.

Tam olarak bunları düşünür ve yazarken arkada şu şarkı çalıyordu;

(İçinde bulunduğumuz durum ve söylediklerim açısından ne ironik. Bana sanki yüzyıllar önce yaşanmış olan yakın geçmişi hatırlatıyor. Her neyse, bardağımı doldurun.)


Curse

-What do you see?
-Everything... And that is my curse.
-But you don't see what you're looking for.

Perşembe, Nisan 12, 2012

Saints Row Trolling

*The airplane scene*

-...Never, never you French scum! Never!
-Well, then you'll die. And by the way, I'm Belgian.
-So what? Go make yourself a waffle then.

Do Tell Teller

"Einstein der ki; 'herhangi bir yüksek zekalı aptal her şeyi olduğundan daha büyük, daha karmaşık ve daha şiddetli hale getirebilir. Ama bunun tersi olan yöne gitmek için bir parça deha ve çokça cesaret gerekir.' Şimdi fark ediyorum da benim bir parça deham ve cesaretim çok geç geliyor, çok da az. Ve korkarım ki bizler için bunun tersi bir yön artık var olmayabilir."

Salı, Nisan 10, 2012

The Wicked Witch

Lion: I'd be brave as a blizzard!
Tin Man: I'd be gentle as a lizard!
Scarecrow: I'd be clever as a gizzard!
Dorothy: If the wizard is a wizard who will serve...
Scarecrow: Then I'm sure to get a brain...
Tin Man: A heart!
Dorothy: A home!
Lion: The nerve!

Pazartesi, Nisan 09, 2012

2 Men Kissing? Hell,no.

-Why man why?
-Exactly, exactly!
-Why?!
-You tell me why. Why must two men be confined to handshakes and hugs? What happens when that's not enough?
-You come out of the closet. What?!
-You're such a fine man but you're so damn limited.
-It's a burden, but I cope.


2 Men kissing? Yeah I'm limited.

Pazartesi, Nisan 02, 2012

Hey Hey

Believe you me, I never wish anything bad for you, not one single bad thing at all. Except one;

I hope you are as lonely as I am.

For if you are, then this means we share the same kind of sickness. The same kind of meaningless emptiness and I can't fill the emptiness like I'm supposed to. This one surpasses every bad wish I could think of, sorry for that.

I hope you're screwing yourself by holding onto that loneliness, like I do.

For if you are; then this means we share the same mate as we screw ourselves. For if you are; this means we can still sing and dance exactly for 3 months and 3 days until we reach another 3 months and 35 days.

.



My my.