Cuma, Haziran 08, 2007

Hiç Bir Şeyin Önemi Yokmuş Gibi Devam Et...

Yine müzik dinleyip yolda boş boş yürürken aklıma yine bikaç düşünce aynı anda doluştu... Öyle dalgın dalgın yürümeye devam ettim aklımda dönüp duran bir sürü şeyle yine...


Anne, seni ağlatmak istememiştim,
Eğer yarın bu zamana dönmezsem
Hiç bir şeyin bir önemi yokmuş gibi yaşamaya devam et, devam et...
Vakit çok geç, zamanım doldu
Bu düşünce beni titretiyor
Tüm vücudum ağrıyor...
Elveda herkese, gitmeliyim...
Hepinizi geride bırakıp gerçekle yüzleşmeliyim
Anne, ölmek istemiyorum...
Bazen keşke hiç doğmasaymışım diyorum...(*)


Tabi aslında şarkı ingilizce ben sizin için ufak bir çeviri yaptım, neyse konumuz bu değil şimdi...

Bazen düşünüyorum da Sofokles o kadar güzel söylemiş ki "Belki de hiç doğmamış olmak bahşedilebilecek en büyük lütuftur..." diye... Bu sözün üzerine laf bile edilmez aslında ya yine de var bir iki lafım... Düşünmeye devam ediyorum yürürken... Bu kadar acı, bu kadar üzüntü veya bu kadar sevinç neden diye... Sorgulamıyorum, yalnızca düşünüyorum... İnsan yüzü neden asılır ki? Kimse bana burda nasihat veren yorumlar yapmasın şimdi yayınlamam çünkü... Yok üzülmezsek sevinemeyiz ki bilmemne... Düşündüğüm şey çok farklı... Bilmiyorum işte ya... Yürümeye devam ediyorum...

Yine çok yorgun, durgun dönemlerimden birindeyim... Bohemian Rhapsody çaldıkça sevdiklerimi, dostlarımı, biraz da şarkıdan dolayı annemi düşünüyorum belki... Gerçekten de onu ağlatmak istemezdim, gerçekten eğer yapmışsam kimseyi hayal kırıklığına uğratmak istemezdim, elveda demek istemezdim kimseye, ölmek istemezdim, kimse ölsün istemezdim, kimseyi bırakıp gitmek, kimseden ayrı kalmak istemezdim... Ama hayat bu, seçim bu, yol bu işte... Küçük bir çocuk gibi buna mızmızlanmak yerine bir şeyler yapabilmeyi isterdim ya, elimden ne gelir ki?

Hayallerime karşı koymak elimde mi? Dünyayı ekseninden, yörüngesinden çıkarmamak elimde mi? Bence değil... Hepimizin bir doğum amacı varsa ben benimkinin ne olduğunu az çok tahmin edebiliyorum... Bunu yaparken herhangi birini üzdüysem üzgünüm, yarın gidiyorsam üzgünüm, eğer bir daha yüzünüzü göremeyeceksem üzgünüm... Anne... Üzgünüm gözlerinden gelen yaşlar için... Üzgünüm... Belki bir gün, ölene dek yollarımızı ayıracağım için bazılarınızla... Gerçekten üzgünüm hep dediğim gibi daha basit biri olamadığım için... Ve eğer bazıalrınız için umudu kaybettiysem, umut edecek kadar bile değeriniz yoksa sizin için de üzgünüm... Üzgünüm, kendim için... Bu dünyaya doğduğum için... Kocaman boyumdan bile daha uzun hayallerle tutuştuğum için... Ama mutluyum da... Baba... En yakın dostum... Mutluyum... Sana verdiğim tüm sözleri tutacağım için... Anne, mutluyum... Her damla göz yaşın için kendimi hayallerime daha da adayacağım için... Ve yollarda geride kalan dostlarım, mutluyum... Çünkü ölüm var en sonunda ölüm! Biz onu sevinçli kucaklarla karşılarız... Bizi o ağacın altında buluşturacağı için... Umarım o kadar beklemek zorunda kalmayız... Ve mutluyum... Bu dünyaya doğduğum için... Bana kocaman boyumdan daha büyük hayaller kurma fırsatı verildiği için... Mutluyum, kendim için... Belki yarın yine kalkıp gideceğim için... Çünkü hayat bu, seçim bu, yol bu işte...


Anne, eğer yarın bu zamana dönmezsem hiç bir şey olmamış gibi yaşamaya devam et, devam et...

(*) Bohemian Rhapsody - Queen

Hiç yorum yok: