Pazartesi, Ekim 29, 2007

Siyah

Ölüm yapışmış derinlerime hatırlamıyorum...

Sigaranın dumanı neden benim üstüme sinmiş?
Onca içki neden açık damarlarımdan aşağıya akıyor?
Duşta başımın üzerinden aşağıya doğru akan binlerce soğuk damla neden sırtımı yakıyor?

Dün gece neredeydim?
Hiç bilmiyorum.
Ölüyor muydum?
Yaşıyor muydum?
Yaşamak için yalvarıyor muydum?
Hatırlamıyorum.

Korkmuyorum ölmekten.
Hem de hiç.
Belki karanlıktan birazcık...
Boş, kapalı odalardan birazcık...
Ama ölmekten hiç.

Durmuş önümdeki yığına bakıyorum şimdi.
Onca insanın oluşturduğu kocaman yığına.
Bir alev yeter aslında hepsini yakmak için.
Hiç birini yakmıyorum, sırtımı dönüp gidiyorum.
Ama çakmak hala ellerimde.

Vücudumdan akan kanlar
Hiç bir anlam ifade etmiyor
Ama peki, bıçak neden benim ellerimde?
Gülümsemelisin artık güzelim
Çünkü ölüyorsun, kanın akıyor...

Donmuş göz bebeklerim yerlerinde saplanıp kalmış
Bakabilecekleri güzel bir şeyin hasretini tadıyor
Ve o göz bebeklerimi kör eden bir ışık
Tüm hayatımı alt üst ediyor

Şimdi tüm görüntü yok olurken
Gözlerimi kapatıyorum tekrar
Çabalamak anlamsız
Çünkü,
Ölüm yapışmış derinlerime, hatırlamıyorum.

Perfect Day

Hayat nereye gidiyor? Sorusunun cevabını aramaya bi kez daha devam diyorum.

Düşünüyorum da eskiden ne kadar da endişeliydim hayatım hakkında... Eskiden dediğim geçen sene belki de... Ama arada geçirdiğim zaman galiba çok değiştirdi beni. Eskiden geleceği çok düşünürdüm. Büyük şirketler, takım elbiseler, büyük bir ev, bir Aston Martin falan. Şimdi durup düşününce karar verdim de niye bu kadar endişeleniyorum ki? En endişesiz ben olmalıyken üstelik?

Ama sakın yanlış anlamayın, hiç bir hayalimden vazgeçmedim henüz. Hepsi yerlerinde duruyor, yalnızca şimdilik Bohemya, U.S.A'den daha yakın.

Hayatını seç, mesleğini seç, kariyerini seç, kocman salak bir televizyon seç, otomatik çamaşır makineni seç, arabalarını, cd çalarını ve ev aletlerini seç. Sağlık sigortanı, düşük kolesterolü ve dişlerine iyi bakmayı seç. Büyük bir ev seç, iyi arkadaşlarını dikkatli seç. İyi bir tatili ve bavulunu güzelce doldurmayı seç. En güzel boktan fabrikada üretilmiş, en güzel boktan elbiselerini seç. Dini ve dua ederken ne kadar da boktan olduğunu düşünmeyi seç. O salak televizyonun karşısında otururken o salak şeyleri tıkınmayı seç. Sonunda sefil evinde yalnız başına ölüp giderken yerini, senin yerine geçmeyi bekleyen bencil ibnelere bırakmayı seç. Çürüyüp gitmeyi ve yetiştirdiğin gerzek veletlere rezil olacak şekilde altına pislemeyi seç. Geleceğini seç. Hayatı seç. Ya da benim gibi yap, hayatı seçmemeyi seç.(*)

(*)Trainspotting