Pazar, Mayıs 27, 2007

Çırpındıkça Batan Bir Rüya Bu...

Yeşil bir deniz, uçuyor duvarlardan...
İçeriye yıkılıyor camlardan sarhoş bir rüzgar
Zemin; düşen bir tarla...
Beyaz gölgeler içimde çemberler çiziyor...
Beklenti...

Batan bir dünya bu...
Yıpranmış çamların ardında, her bir evin kafatasında
Fırıl fırıl dönüyor kör bir öfke...
Batan bir dünya bu, bir kuşkuyu alıyor ellerime
Batan bir dünya bu, etime...

Yanıp yok oluyor bir cümle
Tümce doğuruyor...
Bense bir desenden başka bir şey değilim
Balık sırtına çizilmiş...


Batan bir dünya bu, batmış etime...
Yağmur sonu birikintilerde yüzen bir balık...
Sırtına çizilmiş...
Batan bir dünya bu!
Batmış etime...


Bense bir balık sırtına çizilmiş bir desenden
Bir de senden bir desene...
Bir de sensen...
Sen desen, ben başka bir şeysin...


Yırtıldıkça bütün mavilerin turuncuları
Kayboluyorsun bu gölgelikte
Sonsuzluktan bahseden gölgelerle...
Sonsuz...


Ölülerin sesleri sonsuz, ardıç kuşunu susturacak kadar...
Sessiz ve derinden, sessiz ve kimsesiz
Kör bir öfke...


Batan bir dünya bu...
Çırpındıkça batan bir rüya bu...


Batan bir dünya bu
Çırpındıkça battığın bir rüya bu...
Detone detone haykırışlarına karışan
Güya bu.(*)

Ben daha ne diyebilirim ki? Siyasiyabend yine... Ve o kadar güzel yazılmış bir şarkı/şiir ki... Dinlerken dalıp gitmemek dalıp gidip kendine geldikten sonra da tekrar dinlememek için başa almamak mümkün değil... Daha denecek şeylerim anlatılacak hikayelerim bile olsa bunun üzerine anlatmak istemiyorum şu an... Çünkü dalıp gitmek istiyorum...


(*)Siyasiyabend-Birdesen


Hiç yorum yok: