Karanlıktan gelen bir ses, gölgelerden yansıyan bir karanlık sadece buradaki, o kadar...
Salı, Mart 13, 2012
Bluesy
Okan Ersan'ın Yamaha Workshop'ından.
"Ne çalalım Cenk?" diye sordu, "bluesy bir şeyler olsun" dedim.
Videosu elime ulaşınca onu da koyarım heralde.
Oh God
Tamam, saygısızlık etmiyorum ama o pantolonun içinde benim yanımda o şarkıyı söylemesi için Slash'den bir kaç kat daha iyi çalabilirdim, gerçekten.
Pazartesi, Mart 12, 2012
Evet
Ne olursa olsun, ne olursanız olun, unutmamak gerekir ki; kadınlar her zaman kazananın yanında olacaklardır ve iki yıllık herhangi bir zaman aralığında on kilo alacaklardır. Deney parametreleri ve sonuçlar kişisel tecrübeyle test edilmiştir ama bunu hiçbir kadına açıklayamazsınız; özellikle kazanan olmadığınız için.
Pazartesi, Şubat 06, 2012
İlkokuldaki Aptal Hatıra Defterleri
Memoir.
Blog dediğimiz şey aslında bu mu? Yani düşünüyorum da; tüm bu yazdıklarımı bir insan bile merak ediyor mu? Ya da gerçekten oralarda bir yerlerde birisi tarayıcısına bu blogun adresini yazıp enter tuşuna basıyor mu? Bunu gerçekten çok merak ediyorum. Herhangi birisi dinliyor mu? Yoksa sadece öylesine konuşuyor muyum? Ne garip. Ben gerçekten okuduğumda bile okumamış gibi yapıyorum bazen insanların yazdıklarını, acaba olay hep böyle mi gerçekleşiyor? Ne saçma. Kim neden merak etsin ki bu kadar aptal şeyleri? Neden hepimiz çok şahane popüler kültür insanları gibi davranıyoruz ki? Artık hepimizin spor arabaları, çok kıyak tatil maceraları, sarışın sevgilileri, o sevgililerini aldattıkları başka sevgilileri ve hepsinden bağımsız apayrı bir sevgilileri, hepsine ek olarak bir 'soul-mate'leri, muhteşem işleri, anlatmak istedikleri filmleri, kitapları, şarkıları bok gibi daha bir sürü şeyleri var. İyi ediyoruz.
"Çok yalnızım ulaan" diye sarhoş kafasıyla avazı çıktığı kadar bağıran bir adamın tüm saflığıyla;
Yine de bazen merak ediyorum? Çok az bile olsa sikine takıp da şunu okuyunca evet lan sikime takıyorum diyen var mı?
Varsa kullandığım lisan için özür dilerim; bu seferlik "fuck, oh god, lord, gosh, shit" falan demek çok zor geldi. Midem bulandı. Hep yaptığım gibi; kustum ve bayıldım.
Blog dediğimiz şey aslında bu mu? Yani düşünüyorum da; tüm bu yazdıklarımı bir insan bile merak ediyor mu? Ya da gerçekten oralarda bir yerlerde birisi tarayıcısına bu blogun adresini yazıp enter tuşuna basıyor mu? Bunu gerçekten çok merak ediyorum. Herhangi birisi dinliyor mu? Yoksa sadece öylesine konuşuyor muyum? Ne garip. Ben gerçekten okuduğumda bile okumamış gibi yapıyorum bazen insanların yazdıklarını, acaba olay hep böyle mi gerçekleşiyor? Ne saçma. Kim neden merak etsin ki bu kadar aptal şeyleri? Neden hepimiz çok şahane popüler kültür insanları gibi davranıyoruz ki? Artık hepimizin spor arabaları, çok kıyak tatil maceraları, sarışın sevgilileri, o sevgililerini aldattıkları başka sevgilileri ve hepsinden bağımsız apayrı bir sevgilileri, hepsine ek olarak bir 'soul-mate'leri, muhteşem işleri, anlatmak istedikleri filmleri, kitapları, şarkıları bok gibi daha bir sürü şeyleri var. İyi ediyoruz.
"Çok yalnızım ulaan" diye sarhoş kafasıyla avazı çıktığı kadar bağıran bir adamın tüm saflığıyla;
Yine de bazen merak ediyorum? Çok az bile olsa sikine takıp da şunu okuyunca evet lan sikime takıyorum diyen var mı?
Varsa kullandığım lisan için özür dilerim; bu seferlik "fuck, oh god, lord, gosh, shit" falan demek çok zor geldi. Midem bulandı. Hep yaptığım gibi; kustum ve bayıldım.
Çarşamba, Ocak 25, 2012
Comin' Home
By the light of the moon, I'm coming home.
Howling all the way, I'm coming home.
On my hands and knees, I'm coming home.
I know when I've been beat, yeah I'm coming home.
By the skin of my teeth I'm coming home.
By the soul of my feet, you know I'm coming home.
I'm riding out the wind, I'm coming home.
It don't matter where I've been, I'm coming home.
Crawling on all fours, I'm coming home.
Turning brick walls into doors, I'm coming home.
I've got the taste in my mouth, I've got a hunger in my gut,
My skin has turned to leather, my hair is banded rope.
My knees have buckled beneath the weight of doubt,
But now I miss things that I've done without.
Don't leave the light on, don't need you anymore my old friend.
Put a cross above the door, lay up the boards.
I'm on my way.
I'm coming home.
Hep evimizin olmadığını düşündük ya da ben hep bir evimin olmadığını düşündüm. Ama her zaman bir evim vardı; dört duvarı yoktu, bir bina değildi, bir insan hiç değildi, bir kalp değildi evim. Çünkü bir evin kalbin olduğu yer olduğuna inanmak sadece sıradan çocukluktu. Evin yeri önemli bile değildi, anladım. Ev sadece gülümsediğimiz yerdi. Şimdi yine, nerede olduğunu bilmesem de;
Eve geliyorum.
Howling all the way, I'm coming home.
On my hands and knees, I'm coming home.
I know when I've been beat, yeah I'm coming home.
By the skin of my teeth I'm coming home.
By the soul of my feet, you know I'm coming home.
I'm riding out the wind, I'm coming home.
It don't matter where I've been, I'm coming home.
Crawling on all fours, I'm coming home.
Turning brick walls into doors, I'm coming home.
I've got the taste in my mouth, I've got a hunger in my gut,
My skin has turned to leather, my hair is banded rope.
My knees have buckled beneath the weight of doubt,
But now I miss things that I've done without.
Don't leave the light on, don't need you anymore my old friend.
Put a cross above the door, lay up the boards.
I'm on my way.
I'm coming home.
Hep evimizin olmadığını düşündük ya da ben hep bir evimin olmadığını düşündüm. Ama her zaman bir evim vardı; dört duvarı yoktu, bir bina değildi, bir insan hiç değildi, bir kalp değildi evim. Çünkü bir evin kalbin olduğu yer olduğuna inanmak sadece sıradan çocukluktu. Evin yeri önemli bile değildi, anladım. Ev sadece gülümsediğimiz yerdi. Şimdi yine, nerede olduğunu bilmesem de;
Eve geliyorum.
Salı, Ocak 24, 2012
All Fall Down
If ever your world starts crashing down, whenever your world starts crashing down; that's where you'll find me.
It's up to us to get back up.
It's up to us to get back up.
Çarşamba, Ocak 18, 2012
Stein
"The artist's job is not to succumb to despair but to find an antidote for the emptiness of existence."
Gertrude Stein, Midnight in Paris'den.
Ne güzel söylüyor değil mi? Ne kadar doğru. Oysa tam tersini yaptığım ve tam tersini yaşadığım günleri düşünüyorum da, insanın aklına çok büyük bir boşluk geliyor. Bu bile bana Stein'ın söylediğinin aksini yaptırıyor. Buna boyun eğmemeliyim.
Varoluşun boşluğuna bir çare, bir ilaç bul; umutsuzluğa düşmek yerine.
Gertrude Stein, Midnight in Paris'den.
Ne güzel söylüyor değil mi? Ne kadar doğru. Oysa tam tersini yaptığım ve tam tersini yaşadığım günleri düşünüyorum da, insanın aklına çok büyük bir boşluk geliyor. Bu bile bana Stein'ın söylediğinin aksini yaptırıyor. Buna boyun eğmemeliyim.
Varoluşun boşluğuna bir çare, bir ilaç bul; umutsuzluğa düşmek yerine.
Pazar, Ocak 15, 2012
Tu Vuo fa l'Americano
You're acting all American; listen here, who's asking you to do so?
You want to be all trendy, but if you drink whiskey and soda, you'll always become ill.
You're dancing to rock'n roll and play baseball, but where did you get the money for Camel cigarettes? Your mom's bag.
You're acting all American, American, American... But you were born in Italy, so listen here; there's nothing you can do, ok Napoletano?
You want to be all trendy, but if you drink whiskey and soda, you'll always become ill.
You're dancing to rock'n roll and play baseball, but where did you get the money for Camel cigarettes? Your mom's bag.
You're acting all American, American, American... But you were born in Italy, so listen here; there's nothing you can do, ok Napoletano?
Good old song, reminds of some people I know from way back. And also, it's so nice to see that my self-tutoring in Spanish plays out real nice on my Italian, as well. Arrivederci.
Perşembe, Ocak 12, 2012
Hissiyat
İşler bundan sonra iyiye gitmeye başlayacak, bir şekilde hissediyorum. Heyecanlıyım.
Pazartesi, Aralık 26, 2011
Your Famous Red Raincoat (Yeah, Red Actually)
It's four in the morning, the end of December;
I'm writing you now just to see if you're better.
New York is cold but I like where I'm living,
There's music on Clinton Street all through the evening.
I hear that you're building your little house deep in the desert,
You're living for nothing now,
I hope you're keeping some kind of record.
I'm writing you now just to see if you're better.
New York is cold but I like where I'm living,
There's music on Clinton Street all through the evening.
I hear that you're building your little house deep in the desert,
You're living for nothing now,
I hope you're keeping some kind of record.
Cuma, Aralık 23, 2011
That Awkward Moment When
Cuma akşamı dışarı çıkmak isteyince iki muhabbet için arayabileceğim herkesin kadın olduğunu fark ettiğimde ve elim telefonuma hiç gitmediğinde merak ediyorum;
Gay miyim?
Yoksa aslında canım gizli gizli önümü göremeyecek kadar sarhoş olup sabaha kadar kadınlarla değil de, kadınlardan mı konuşmak istiyor?
:)
Gay miyim?
Yoksa aslında canım gizli gizli önümü göremeyecek kadar sarhoş olup sabaha kadar kadınlarla değil de, kadınlardan mı konuşmak istiyor?
:)
Pazar, Aralık 04, 2011
Just Dito Montiel
"My name's Dito, and I'm gonna leave everybody in this film."
"I left everything and everyone, but no one - no one - has ever left me."
"I left everything and everyone, but no one - no one - has ever left me."
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)