Salı, Nisan 17, 2012

I Got You Babe

Melbourne, Şangay, Okinawa,Yeni Delhi, Bangkok, Mexico City, Buenos Aires, Antananarivo, Beyrut, Moskova, Kişinev, San Fransisco, Londra, Dublin, Belfast, Edinburgh, Portsmouth, Berlin, Paris... Saymak istesem daha bir sürü sayabilirim sanırım.

Sonuç olarak göçebe olmak son zamanlarda yaşananlardan daha kötü olamaz değil mi? Şu konuşmayı hatırlıyorum da;

-Sence ne yapmalıyım Cenk? Durmalı ve tekrar denemeli miyim? Yoksa kaçmalı mıyım?
-Yanlış adama soruyorsun.
-Ne için?
-Uzun süredir hayatımın yarısı bir şeylerden kaçmakla ve öteki yarısı da bir sonraki kaçışımı planlamakla geçiyor.
-Doğru diyorsun.

Bazen sadece gitmek istersiniz, durmak bugüne dek bir boka yaramamış olduğu için. Bazen insanın yenildiğini kabul etmesi gerekir. Gerçekten bunun için özür dilerim.

Tam olarak bunları düşünür ve yazarken arkada şu şarkı çalıyordu;

(İçinde bulunduğumuz durum ve söylediklerim açısından ne ironik. Bana sanki yüzyıllar önce yaşanmış olan yakın geçmişi hatırlatıyor. Her neyse, bardağımı doldurun.)


Hiç yorum yok: