Ben galiba sıkıldım ya bu aralar... Dönüp durmaktan sıkıldım... Bir robotun işini yapmaktan sıkıldım... Hem oku hayatımda hem özel hayatımda rekabet etmekten sıkıldım insanlarla... Belki bu son dediğimi yapım gereği engelleyemiyorum... Ama çok sıkıldım... Ve işte tüm insanları bir yapan o hemzemin ortamı çok özledim... Sokağı... Beni diğerlerinden ayıran tüm vasıflarımı çok sevsem de, o vasıfları sıfırlayan o ortamı çok özledim...
Ben, galiba, gerçekten çok sıkıldım bu aralar... Sıkıntımı atacak yerler ve insanlar ararken daha da sıkıldım... Anlamsız bir koşuda en önde yer almaya çalışmaktan sıkıldım...
Ama az kaldı... Sesleri duymaya başladım bile... Hayatımı düzene sokamama az kaldı... Biraz daha bunalım belki biraz daha sıkıntı... Biraz daha karartı ve biraz daha gölge... Ama hepsini bir sonuca bağlamama az kaldı... Bunu hissediyorum... Buz gibi suyun altında ıslanırken, yakan güneşin altında kavrulurken, odamda yüzüm avuçlarımın içindeyken bunu hissediyorum... Az kaldı...

Ve, bilmiyorum neden, bu noktada da şu şarkının sözlerini yazmak istedi canım... Konuyla belki biraz derin düşününce ilgisi var, belki ruh halimle ilgisi var, belki de sadece sözleri çok basit ama çok güzel... Yine kesin bir fikrim yok... Herneyse...
Ela gözlerini sevdiğim dilber
Gidiyorum sizin olsun buralar...
Ah çekerim kara bahtım ezilir
Eksik olmaz şu sinemden yaralar...
Çay küçük ama vermez avını
Sen erittin yüreğimin yağını
Sarayıdım yar'in usul boynunu
İsterlerse kollarımdan kırsınlar...
Karac'oğlan der ki halimiz nice
O yar'in sevdası gönlümden yüce...
Sarayıdım yar'i bari bir gece
İsterlerse kefenime... Sarsınlar...(*)
(*)Karac'oğlan türküsü-Ela Gözlerini Sevdiğim Dilber (SiyaSiyaBend)
"Gidiyorum sizin olsun buralar..."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder