Çarşamba, Kasım 28, 2007

Yalnızlık Kalem

Koşuyorum... Koşuyorum...
Peşimde cehennemin kendisi varmışçasına koşuyorum...
Bir anda bildiğim, çok iyi bildiğim sıcacık bir yer.
Karanlığın içinde, karanlıktan karanlık bir pelerin...
Bana tüm evlerden daha çok kucak açan, tüm kalabalıklardan daha fazla, tüm kucaklardan daha sıcak.
Buz gibi soğuğun içinde, soğuktan daha keskin aynı zamanda...
Kendimi en iyi hissettiğim yer.
Aslında düşününce kendimi en iyi hissettiğim yerler ne çok da değişmiş. Evim, basketbol sahası, odam derken en sonunda gerçek olanı bulmuşum.
En çok tanımaya çalışıp aynı zamanda en çok tanıdığım şeyle konuşabildiğim tek yeri bulabilmişim.
Kendimle.
İnsanlar bunu asla anlayamadılar. Tecavüz ettiler buna.
Evet! Tecavüz...
Bilip bilmeden geldiler üstüne, boş sözleriyle, sözde arkadaşlıklarıyla, çürümüş bilinçleriyle...
Birer birer gelip istediklerini alamadan geri döndüler.
Çarpık diyarımda kendi düz beyinleriyle kayboldular, yok oldular.
Anlamaya çalıştılar burayı, haritalar çıkarmaya çalıştılar, beceremediler.
Hiç beceremediler.
Anlayamadılar insanın seçtiği yolun bu olabileceğini.
Hiç biri bunu seçebilecek kadar kendine güvenli değildi çünkü. Hiç biri bunun yaşamın kendisi olduğunu anlayabilecek kadar açık değildi.
Bu öyle bir şeydi ki, hiç biri bunu söyleyebilecek kadar açık sözlü değildi...
Ve tecavüz ettiler.
Ölüm korkularıyla, dolu elleriyle, aptal nasihatleriyle, büyük hayat anlayışlarıyla, yüksek bilgileriyle...
Tecavüz ettiler.
Yıkmaya çalıştılar.
Ama hiç ulaşamadılar.
Nereye bakacaklarıyla ilgili en ufak bir fikirleri bile yoktu çünkü.
Ben kapattım gözlerimi.
Karanlığın içinde, karanlıktan karanlık bir pelerin. Sarıyorum etrafıma.
Burda benim, burda sakinim, burda tüm kalabalıkların içinde hepsinden uzaktayım.
Burda yalnızım.
Yalnızlık kalem.
Gelin şimdi buraya, bunu anlayabilirseniz, idrak edebilirseniz.
Gelin şimdi buraya, sonuçlarına katlanabilirseniz.
Gelin şimdi, sizin gibi yaşamayı ölüme seçebilirseniz.
Büyük dertlerinizden kurtulabilirseniz.
Eğer burda yazanları anlamadıysanız, sakın bunu sorun etmeyin. Bu, tamamen benden daha çok şey bildiğiniz için kaynaklanan bir durum, benden daha fazla yakın dostlarınız olduğu için, benden daha iyi anlaşabildiğiniz için insanlarla veya ne bileyim bunun gibi bişey işte, dedim ya anlamadıysanız sorun etmeyin, sağ yukarıda bir çarpı olucak tıklayın ve kapatın bu pencereyi.

Hiç yorum yok: